AŞK NEDİR? NE DEĞİLDİR? AŞKIN TANIMI
- TAYFUR BOZKURT
- 3 gün önce
- 8 dakikada okunur
AŞK NEDİR? NE DEĞİLDİR? AŞKIN TANIMI
Gündüzden geceye bir serüvendir yaşadıklarımız.
Ondandır bazen gece gibi biteriz. Bazen gündüz gibi yeniden başlarız.
Aşkın felsefesi bilinmezliğin bir uçurumu muydu? Kahvemizi alalım ve bir
düşünelim bu konuyu ve arkamıza yaslanalım.
Evet, tezvür hatta aldık. Yeni bir yayınla daha birlikteyiz arkadaşlar. Ben
yazar şair Tayfır Bozkurt. Bugün yazarla sohbet tadında yayın altıda hangi konuyu
işliyoruz? Aşk nedir, ne değildir? Hepimiz bugün hep birlikte bunu
öğreneceğiz. Açıklama kısmını mutlaka okuyunuz. Bu
arada hayırlı olsun vatana, millete, bana, hepimize. Yeni bir web sitesi
açtım. Onun linkini de açıklama kısmına koyacağım. Girer bakarsınız.
Ayrıca YouTube'da bugüne kadar çektiğim yayınların derlemesinden, özetinden,
fragmandan oluşan bir genel yayın tanıtım videosu oluşturmuştum. Onun
linkini de yine açıklama kısmına koydum. Yine ayrıca Instagram'ın kullanıcı adını
koydum. Takip edersiniz ve programlarımdan kısaca bahsettim. O
yazıları da okursunuz. Yani kısaca açıklama kısmına bakınız
arkadaşlar. Aşk nedir, ne değildir? Bu konuyla ilgili düşüncelerinizi,
fikirlerinizi mutlaka yoruma yazınız. Sizlerin de
fikirleri, düşünceleri benim için değerlidir. Ayrıca merak ediyorum.
Karşılıklı hem e yorumda da sohbet etmiş oluruz bu konuyla alakalı.
Hem de bu programın ismine yakışan bir şekilde olur. Sohbet tadında işte o
zaman gerçekten sohbet tadında olur. Hem de bu konuyla alakalı herkes düşüncesini
ortaya koymuş olur. Hep birlikte katılım sağlamış oluruz. Daha güzel olur. Şimdi
konumuza gelecek olursak bunu ilişki uzmanlar da söyler. Aşk doktorları da
söyler. Bu konuda bilimsel tezler yazmış. Doçentleri, profesörleri de
söyler. Yaşamışları, gerçek aşkı bilenler de söyler. Aşk
birçok insan tarafından yanlış bilinmektedir. Yani bu gerçekten bir
gerçektir. Neden olduğunu anlayacaksınız.
Onun için her bir saniyesini bu videonun mutlaka atlamadan izleyiniz. Çünkü hepsi
birbiriyle bağlantılı. Bir yerini kaçırsanız her yerini
kaçırırsınız. Videonun sonunda da tamamen anlamış olacaksınız arkadaşlar.
Bu konuyla alakalı bir araştırmacı, yazar, şair olarak çokça araştırmalar
yaptım. İşte ilişki uzmanlarından, aşk doktorlarından dinledim. Ayrıca kendim
yaşadım, öğrendim. Ayrıca işte profesörleri, doçentleri, bunun üzerine
bilimsel tez yazan makaleleri vesaireleri okudum.
Bu araştırma yolculuğundayken aynı şairdaşım Yunus Emre gibi hakikat
arayışına girdim. Bu konuda birçok eee konu üzerine birçok yazılar yazan ve
konuşmalar yapan insanlarla da tanıştım.
Onların yazdıklarını okudum, söylediklerini dinledim, düşündüm.
Günün sonunda hepimizin aynı noktada buluştuğu ortak
noktalar olduğunu gördüm. Ben de bir yazar şair olarak bu konu
üzerine aşkla ilgili çokça şiirler yazmışımdır. Ayrıca bu konu üzerine
paylaşım yapan platformlarda onların yazdıklarına yanıt olarak
yorumlar, yazılar yazmışımdır. Şimdi konuyu baştan alalım.
Aşkı birçok insan işte karnında kelebekler uçuşacak. Her yer toz pembe
gökkuşağı gibi görecek falan filan vesaire fişman olarak algılıyor. Bu
aslında insanın aşka uydurduğu bir kılıftır. Masumlaştırma çabasıdır.
Üniversitede hatta bizzat tez aldığım profesör hocamız bir derste bize aynen
şöyle söylemişti. Hiç aklımdan çıkmaz. Aşk içinde gizli bir acı barındırır."
demişti. Şimdi aşkı bilmeyen insanlığa dönelim.
Aşkta acı çektim bir daha istemiyorum diyenler
oluyor. Bu sözü duyunca bu söze sadece
gülümsüyorum. Ama gülümseyişimin altında çok şey
barınıyor, çok şey yatıyor, çok şey anlatıyor.
Şöyle ki aşk zaten acıyla vardır. Acıyla öğrenir ve öğretir.
Tabiatı gereği hem karşındakini hem kendini olgunlaştırır.
Aşkta acı varsa en güzel öğreti ve derstir.
Aşk nasıl başlar peki? Eğer ki o flört, sevgililik, tanışma, kaynaşma yani aşk
zannedilen, aslında aşk olmayan yalancı sahte aşk değilse gerçek aşksa eğer en
kaoslu, en zor zamanlarda başlar ve bir saniyede başlar. İkinci saniyede 40
yıllık tanıyor gibi onun gölgesine sığınırsın.
Hatta örnek veriyorum 10 şiddetinde deprem olsa, nükleer füzeler atılsa
vesaire yine de o aşktan vazgeçmezsin. Hatta bunlar olurken çılgınca sevişmeyi
bile göze alırsın. Diğer bilinen çok büyük,
o çok büyük yanlışsa nedir biliyor musunuz?
Bunu o kişilerin bilmemezliğine, öğrenememişliklerine,
yaşamamışlıklarına veriyorum.
Saadete geleyim, konuya geleyim. Diyorlar ki, "İlk anda aşk mı olur?"
Aman Allah'ım. Bir insan yani şaşırıyorum. Bir insan
bilmemezliğini anca böyle açıkça itiraf edebilir diyorum içimden. Çünkü
aşk ilk saniyede o etkileşim, hissiyat, beğeni ilk saniyede olursa olur sonradan
asla olmaz. Sonradan olan yalancı sahte aşk olduğu gibi ya da öyle zannedildiği
için onun hissiyatı da yapmacıktan olur. Şimdi neden? Çünkü günümüzde insanlar
aşkı bilmediği için aşkla sevgiyi, aşkla mantığı, aşkla sevgililiği çok
karıştırıyorlar. Bir şiirimde şöyle demiştim. YouTube
kanalımda da mevcut o şiir. O da şu ki demiştim ki aşk üç kelimedir. A'sı aşk,
ş'si şayet, k'sı kutsal. Yani aşk şayet kutsaldır diyorum
demiştim. Şimdi konuya gelecek olursak aşk mantığa düşmandır ama işte
tanımaktır vesaire yani mantığı aşk zannedenler var. Onların istediği
güvenli liman. Huyusu iyi olsun, huzur güven versin vesaire vesaire.
Ama size bir haberim var. Bu asla aşk
değildir. Aşk mantığı sevmez. Aşk güveni huzurlu
limanlarda hiç var olmadı. Olmayı da kabul etmez. Aşk kaostan ve
acıdan beslenir. Aşk dediğin dünyanın en kötü, en berbat
bir insanına bile olur. Çünkü sen seçmezsin. Aşk seçer onu. Hani
atalarımızın bir atasözü vardır ya nedir? Gönül bu ota da konar,
boka da derler ya işte aşk aynen öyle bir şeydir.
Kalpten ve ruhtan gelir. Aşk kelimesi gibi de üç aşamadır. A kısmında
ilk tohumu saniyede bir etkileşimle başlayan işte bu birinci aşamasıdır. O
hissiyatta başlayan kısım şey kısmında yani ikinci kısımda der ki
şayet birlikte olmaya yani tabiri caizse cinsel ilişkiye başladığın kısımdır.
Şimdi 3üncü aşamaya geçmeden önce burada bir
duralım. birçok ilişki uzmanı olsun, aşk doktoru
olsun ya da bu alanda birçok bilimsel tezler yazmış doçent profesörlerle hep
aynı noktada buluştuğumuz, bu konu üzerine konuştuğumuz yazılar
yazdığımız görüş ve konu şudur ki seksin yani cinsel arzun ilişkinin
aşkı belirlendiği ve aşkı besleyen
kıvılcım, doping hatta aşkın beynidir, kalbidir diyoruz. Yani romantizmin,
tutkunun, şehvetin ve aşkın dışa vurumudur görüşü ortak bir görüştür.
Tabii ki aşk bir tek mantığa düşman kesilmez, çatışmaz. Aynı zamanda ahlak
duygularıyla, tabularla, toplumun kültürüyle, inanış biçimiyle de çatışır.
Ama dediğimiz gibi aşk şayet kutsaldır. İşte o aşk sınır tanımaz.
Rahmetli sanatçı değerli Ferdi Tayfun'un bir şarkısında dediği gibi: "Cehennemi
göze alır, insan sevince." der. O
şarkısında yani her şeyi göze alır insan. İşte aşk toplumun yanlış bildiği
gibi güvenli liman aramaz. Uyuna, suyuna,
inancına hatta cinsiyetine bile bakmaz. sadece aşık olur.
Sanatçı da tam da bunu anlatmak istemiştir.
Günahını bile içe sayar. Yani bu aşk dediğimiz çeşit çeşittir.
Hayalinde kurguladığın, düşlerinde çizdiğin bir şeye de olabilir. Ayrıca
platonik de olabilir. Yanı sıra hiç ulaşamayacağı bir şeye de olabilir. Ama
bunlar genel olarak aşkın birinci aşamasında yani tohumu dediğimiz kısımda
kalır. Tohumu olarak kalır. Yani ikinci aşamaya geçemediği için büyüyemez.
Evrimini, gelişimini tamamlayamaz. Şimdi kaldığımız yerden devam edelim. İkinci
aşamaya geçenler işte burası önemli. Cinsel birliktelik kısmı işte burada aşk
mı değil miin bir deneyidir, bir testidir. Neden? Ten uyuşması aşk olup
olmadığını belirler. Bunu uzmanlardan da dinledim. Ayrıca insanoğlu olarak da
yaşıyoruz, görüyoruz. Ten uyuşması varsa aşk büyüyor. 3üncü
aşamaya geçiyor. Yoksa o da ikinci aşamada kalıyor ve ilerleyemiyor.
Gelişimini tamamlayamıyor. Şimdi 3üncü aşamaya geldiğimiz zaman
işte bu aşama tutkunun zirveye çıktığı artık ölümüne kopmaz bağlarla bağlanılan
hatta o olmadan yaşayamam dediğimiz kısımdır.
Aşk bu aşamaya geldiği zaman birinin canı yansa iki kişi arasında birinin
canı yansa diğerinin yüreği sızlar. Birinin kalbi dursa diğerinin nefesi
kesilir. Aynı ayın güneşi ve güneşin aya tutulması gibi etkileri olur. İşte
üçüncü aşama o derece kuvvetlidir. Hani kopmaz bağlarla bağlı olmak gibi. Bu
konu daha da uzun anlatılır ama bu kadarı yeterlidir diye düşünüyorum.
Şimdi konumuza başa alalım. Kısacası aşk nedir?
Her şeyle göze alıp sevebilmektir. Yani her şeyi göze alabilmektir. Aşk
cesaret ister. Hani sonunu düşünen kahraman olamaz diye bir laf vardır ya.
Aynen öyledir aşk. Peki aşk ne değildir? Karşındaki kişi de huyuna suyuna bakmak.
Ben seni bir tanıyayım demek. Parasına, zenginliğine, güvene, huzura bakmak,
ailesine bakmak. Yani kısacası mantık aramaktır.
Ama burada diyoruz ki
yani diyorum ki aşk sıttır, düşmandır, mantığı yani bunun matematiksel,
bilimsel sonucu budur. Aşkla mantık birbirine
karıştırmamalıdır. O yüzden şimdi
misal Leonorda da Vins'in Monaiza tablosu bana aşkın en gizemli, en sırlı
halini anımsatıyor. Bununla ilgili bir yazı kalemi aldım,
yazdım. Videonun sonunda vedalaştıktan sonra en sonunda göreceksiniz. Cenerik
müziğinde o videonun sonunda okuyorsunuz. İşte
onun için diyorum. Yani hiçbir saniyesini atlamadan mutlaka izleyiniz.
Hepsi birbirine bağlı, bağlantılı, birbiriyle önemli. hiç bir saniyesini
kaçırmamanız gerekiyor. Ve şimdi her zamanki her yayında yaptığım gibi
öncelikle konuya özel yazdığım şiire yine kendi sazımla kendim müzik yaptığım
sazla birlikte senfonim sizlerle olacak. Ardından yazdığım şiiri size bir yazar
şair olarak kendi sesimden yine her zamanki gibi okuyacağım.
Ardından da işte o son konuşma, vedalaşma konuşması. Ardından da
Leonarda da Vince hakkında o tablosu hakkında yazdığım yazı çıkacak ve SAS
senfonim sizlerle arkadaşlar. Bugün Baba FM'de bir spiker aynen şöyle
söyledi. Açılı aşk şarkıları. Yanında ayranı yok mu diyecektim ya?
Tabii. E bu mizaç olsun, gülümsetme olsun ama o aşkın içindeki acılı, aşk
bir acıyı beslediği için eşittir acı olduğu için acılı aşk şarkıları dedi.
Zaten o arabşik şarkıların tutulmasının asıl nedeni de odur.
Bizzat benim de yaptığım acele aşk şarkısı sizlerle.
Tüm dünyada
aşk şarkıları okurum.
Her şeye meydan okunur.
Alasyon düşlerin dostir aşk. Aşk,
aşk,
aş,
ama
aşk, bilinmez
yolların fırtınası.
Aşk, aşk savaşmaktır.
Yangınlara meydan okumaktır.
Ya yıkar bütün tabuları, çarpar insanların kalpleri
nefretten büyük aşklar doğar derler.
O bilinen yalancı sevgiler mantık hücrelerinin duvarlarıdır.
Ama aşk herkesle olur. Her şeye meydan okur.
Tüm dünyada aşk şarkılar okunur.
Aşk halüsinasyon düşlerin toz pembe halidir.
Ne olursa olsun inanmaktır.
Aslında aşk bilinmez yolların fırtınasıdır.
Bir zaman yolunda anılar biriktirerek kaybolmaktır.
Ama insana hayat veren aşktır diyorum. İşte derler ya
cesarette yatar aşk.
Bilinmez yolun yolcusudur o kalpler. Aşk.
Yine bir konunun sonuna geldik. Gene bir yayının sonuna geldik. Yayını kapatmadan
önce şairden öğretler kısmından şunlar söyleyebilirim.
Aşkın felsefesi hep bir tartışma halinde olmuştur. Her zaman nice nesiller,
kuşaklar geçmiştir. Ama asker haliyle vardır ve herkes de
olur. Derken bir şeyleri bilerek söyledim. Mesela bir
örnek, eee, üniversitedeyken hocamızdan
öğrenmiştim. Sonra yine üniversitenin kütüphanesinden, arşivinden araştırırken
okumuştum. Eee, orada meşnunum. Leyla Sideri de
meşnun olmuş falan. Aslında Leyla'nın o dönemin güçlü imparator gibi, valikisi
gibi bir adamla evli olduğunu, eee, Meşnunun ise evli bir kadın. Yani
Leyla'ya aşık olduğunu biliriz. Eee, bu pek bahsedilmez. Meşnun Leyla
aşkı diye bahsedilir. Ama bunun dernine indiğimiz zaman bunları öğrendiğimde çok
olmuştu. Yani aşk her türlü var olabiliyor.
Hatta Arif Susam'ın da bununla ilgili bir şarkısı var. De aşkın şeyi olmaz.
Eveler de sevebilir diye bir şarkısı var. Yani genel olarak aşk birçok
bölümden olsun, birçok çeşitli tek bir varlıkta düşünülemez. bahsettiğim gibi
işte platonik şekli de vardır, hayali şekli de vardır, gerçek şekli de
vardır. Aşama aşama da gidebilir, tek bir
aşamada da kalabilir. Yani çok kapsamlıdır.
Ama aşk cinsiyet seçmez. Aşk ırk seçmez. Aşk yaşa bakmaz. Aşk dediğin hiçbir şeye
bakmaz. Buyuna suyuna bakmaz. İyi mi kötü mü ona bakmaz.
Parasına puluna bakmaz. Dünyanın en yoksul insanına, en kötü insana bile
aşık olabilirsin. Ya da yoksuldu veya çok iyi bir insandır. Yine aşık
olabilirsin. Yani aşkın gerçekten şeyi yoktur.
Sınırı, hududu yoktur. Sen seçmezsin. O seçer yani. Ama sevgide, mantıkta sen
kendin seçersin. Ama aşkta hiçbir zaman asla sen seçemezsin. İşte atalarımızın
dediği o söz de bunun için söylenmiştir. Gönül buada da konar boka diye.
Ama tabii sonunu düşünen kahraman olamayacağı gibi sonunu düşünen aşk
olamaz. Aşkın felsefesi de tam da budur.
Bilinmez bir meçhul, bilinmezliğin bir uçurumudur. Yani
bir yayının daha sonuna geldik. Kanalıma abone olmayı, beğeni ve yorum yapmayı
unutmayınız. destekleriniz
bu yazarı şairi mutlu eder ve videolarımın, yayınlarımın linkini,
kanalımın linkini etrafımızda paylaşırsanız sevinirim.
Yakında ilk eserim, ilk kitabım çıktığında şu an yayın evinde
hazırlanıyor. Yine buradan sizlere duyuracağım.
Sizleri seviyorum. Mutlu kalın, hoşça kalın. Bir sonraki haftada yeni bir
konuyla görüşmek üzere. Hoşça kalın. Sağlıcakla kalın. Bay bay.
Leonardo da Vince'nin Monaliza tablosu aslında Leonarda'nın gizlediği gizli
tılsımlı bir aşkı anımsatır. onun simgesidir aslında.
YAZAR ŞAİR TAYFUR BOZKURT
01525682,,2SEHJKLJLLKŞLKŞLKDSSSD





Yorumlar